Thursday, October 18, 2007




Madem adımımızı attık bu dünyaya, değişeceğiz.Bir rüzgar escek yapraklarımızı uçurcak,bir selle beraber kayalar vurcak gövdemize yaralanacağız ama yine o doğa iyileştircek yaralarımızı..Güneş vurmuyosa tenimize nasıl umutla bakacağız güne..
Madem hayattayız, nefes alıyoruz..Sevgide hayatın bir parçası o da acı vercek . O da belki birgün mutlu etcek ama sırf sevebildiğimiz için mutlu olacağız bazen ,bazende sevgimize kahredeceğiz." Kalemin kağıdı sevdiği gibi seviyorum kirlenmek pahasına " diyecek belki kalemimiz ,dilimiz..Ama yine o kalem belki bize şekil vercek .Bir yüz olacağız ,bir ağaç,bir ev olacağız belkide bir kalp...

1 comment:

Anonymous said...

...binlerce dev ayağın gölgesinde geçecek bir ömür biçilmişti minik karıncaya... acınası(!) ben olsam yuvamdan çıkmazdım... o ise, benden ne kadar da büyük olduğunu ispat etti... karınca beni tanısaydı, bilseydi ne kolay pes ettiğimi, sanırım bana acırdı...

dünyaya gelmişti bi kere, hakkını vermesi gerekti... günler boyunca; ne buldu ise yuvasına taşıdı, onca boyundan büyük yükü sırtlanıp yuvasının yolunu tuttu;oysa, taşıdıklarını tadacak kadar bile uzun değildi vakti; zira, mübareğin ömrü sadece 45-60 günmüş. yine haddimi aşıp ona acıdım galiba... karınca beni tanısaydı, bilseydi boşa geçen yıllarım olduğunu, sanırım bana acırdı... yaratılışı, dünyaya gelişi, belki de nicemize ders olsun diyedir, kim bilir...

"her şeye rağmen" hayatla barış kalmak, vermemiz gereken en mühim sınav olsa gerek... ve "ümit edebilmek"... bizi hayata sıkı sıkı bağlayan da aciz ruhlarımızın yalvar yakar dilediklerinin karşılık bulma beklentisi, değil mi ki...ümitler plasenta, bizler de birer cenin...

"...bir kalp" olabilmek dileğiyle...