Wednesday, May 23, 2007

kurbağa prens saçmalaması ,bunların hepsi laf salatası


Küçükken anlatılan bir hikayedir kurbağa prens..Çocuk aklımızla hiç sorgulamayız.Bir de körpe beyinlere aşk enjekte edilir.Masallarla iyi bir halt gibi gösterilir ( iyileride vardır ).Büyüdükçe anlarız bazı şeyleri sorgulamaya başlarız .Sanırım küçükken beynimize enjekte edilen aşk damarlarımız vasıtasiyle kalbimize ulaştıkça ve aşkın kazığını yiyince bu sorgulama safhası aklımıza gelir..Soruyorum sizlere .İlk olarak bu prenses denen aklı kıt kişi insanlardan ümidi kesmişmidir ki kurbağalara yönelmiştir.Kendisi kanımca Fransa dışında bi ülkede yaşıyodur ,çünkü Fransızlar tavuk ,balık , kırmızı et gibi besin mahsullerini bırakıp kurbağa bacağı yemeye başlamışlardır.Fransızların bu sapkınlığı yüzünden yüzyıllardır nice kurbağa bacaksız yaşamını idame ettirmek zorunda kalmıştır..İkincisi neden kurbağa sorusunu akla getirir.Başka hayvan yokmudur bu dünyada..Neden bu ayrımcılık yapılır..3. sü prenses ne kadar şanslıdır ki o kadar kurbağa içinden prens olmaya en uygununu bulur..4. sü bu prenses ne kadar midesizdir ki bu kurbağayı bile öpebilir..Aşk için çiğ tavuk bile yerim ,gerekirse kurbağanın yeşil yeşil yosunlarla haşır neşir derisini bile öpebilirim..Hatta gerekirse dilde müsait fransız öpücüğü bile kondurabilirim mi denmektedir..Ondan mıdır o tarihten itibaren tüm kurbağalar "vırrak vırrak peşimi vırrak " demeye başlamıştır. Bu hareketleriyle "bizde iş yok ,bacaklarımızı da rahat bırakın Fransızlar " gibisinden bir protesto yolumu seçmişlerdir...





SÖLEYİN BANA BU KURBAĞALAR NE AYAKTIR ???

No comments: